İnsan vücudu oldukça karmaşık, sistematik ve şaşırtıcı bir düzenektir öyle değil mi? Her şey birbiri ile bağlantılıdır, her organın farklı bir görevi vardır ve onlarca komut aynı anda işlenebilir. Tıpkı bir bilgisayar gibi! Ve vücudumuz nasıl mikroplar tarafından istila ediliyorsa kullandığımız sistemler de kötü niyetli saldırganlar tarafından istila edilebilir. Bunu engellemek için hasta olmamak adına bağışıklık sistemimizi nasıl kuvvetlendirmeye çalışıyorsak dijital bağışıklık sistemimize de o kadar özen göstermeliyiz. Çünkü mikroplarla savaşan bir vücuttan sağlıklı bir insan performansı beklemek, arızalı bir sistemden düzgün çalışmasını beklemekle aynı şeydir. Destekleyici vitaminler, düzenli uyku, hijyene özen göstermek ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmak gibi yollar hastalıklarla mücadele etmemizi kolaylaştırabilir fakat tahmin edersiniz ki tüm bunlar, siber saldırılar için oldukça etkisiz yöntemlerdir. O halde dijital bağışıklık sistemimizin vazgeçilmezleri nelerdir? Hadi gelin birlikte inceleyelim…
Dijital Bağışıklık Sistemini Nedir ve Nasıl Güçlendirilir?
Dijital bağışıklık sistemi kullanılan ağları, uygulamaları veya sistemleri siber saldırılardan korumak için kullanılan araçlar, teknikler ve stratejilerdir. İnsan vücudunda bağışıklık sistemi tarafından tanınarak müdahale edilen yabancı mikroorganizmalar, dijital ortamlarda da yerini kötü amaçlı yazılımlar, virüsler, tehditler ve hackleme girişimlerine bırakırlar. Dolayısıyla tüm bunlarla nasıl ve ne kadar savaşabildiğiniz, dijital bağışıklık sisteminizin kuvvetini gösterir.
Sanal ortamlarda varlığını sürdüren sistemler, kullanım alanları genişledikçe daha farklı, gelişmiş ve bilinmeyen saldırıların hedefinde olurlar. Bu gerçekle yüzleşen ve harekete geçen şirketler ise tepki hızını artırmak, saldırılara karşı koyabilmek ve dayanıklılıklarını artırmak için siber güvenlik sistemlerini güçlendirmek mecburiyeti hissederler. Teknolojik araştırma ve danışmanlık firması Gartner’ın yaptığı bir anket, şirketlerin dijital yatırımlarının oranda müşteri deneyimini iyileştirmeyi hedeflediğini ortaya koyuyor. Müşterilerin güvenlik sorunlarına, yazılım hatalarına veya çeşitli arızalara maruz kalmaması için de dijital bağışıklık sistemi önem arz ediyor. Yine Gartner, bu bağışıklığın geliştirilmesine yatırım yapan şirketlerin sistem kesintilerinin 2025 yılına kadar oranında azalacağını ön görüyor. Sanal ortamlarda varlığını sürdüren sistemler, kullanım alanları genişledikçe daha farklı, gelişmiş ve bilinmeyen saldırıların hedefinde olurlar. Bu gerçekle yüzleşen ve harekete geçen şirketler ise tepki hızını artırmak, saldırılara karşı koyabilmek ve dayanıklılıklarını artırmak için siber güvenlik sistemlerini güçlendirmek mecburiyeti hissederler. Teknolojik araştırma ve danışmanlık firması Gartner’ın yaptığı bir anket, şirketlerin dijital yatırımlarının oranda müşteri deneyimini iyileştirmeyi hedeflediğini ortaya koyuyor. Müşterilerin güvenlik sorunlarına, yazılım hatalarına veya çeşitli arızalara maruz kalmaması için de dijital bağışıklık sistemi önem arz ediyor. Yine Gartner, bu bağışıklığın geliştirilmesine yatırım yapan şirketlerin sistem kesintilerinin 2025 yılına kadar oranında azalacağını ön görüyor. Dijital bağışıklığı güçlendirmek için neler yapabileceğimize bakacak olursak, kullanılan sistemlerin takip edilebilir olmasının önemini ilk sıraya koyabiliriz. Kullanıcı deneyimlerinin sağladığı veriler, sorunların ortaya çıkarılmasında ve üzerinde çalışılabilmesinde yardımcıdır. Teknolojik gelişmeleri yakalamak ve siber saldırılar için aldığınız önlemlerde eski yöntemlere takılı kalmamak, ikinci önemli husustur. Yapay zekanın kullanım alanı günden güne artarken şirketinizin güvenlik önlemi olarak kullanıcılara hala “İlk evcil hayvanınızın adı neydi?” gibi bir soru yöneltmesi pek de güçlü bir stratejik aşama gibi gelmez öyle değil mi? O halde güvenlik duvarlarımızın durumunu test etmek ve otomatik analizlerini incelemek için teknolojiden sonuna kadar yararlanma zamanı! Bunun için deneysel testler, sisteminizin kullanıma açılmadan önce hangi güvenlik açıklarına sahip olduğunu gözlemlemenizi sağlar. Testler sayesinde hem hangi alanlardan saldırıya uğrayabileceğinizi bilme ve güvenliğinizi geliştirme fırsatınız olur hem de müdahale ekipleriniz tehditlerle ilgili uzmanlaşmış olur.
Güvenlik farkındalığı eğitimleri, dijital bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirecek bir diğer yoldur. Arka planda önlemi alınan tehdit, saldırı ve arızalar ile ilgili paydaşların bilgilendirilmesi güvenliğinizi artırmak için birlikte hareket edebilmenize olanak tanır. Herhangi bir güvenlik açığıyla karşılaşan kullanıcı veya çalışanın raporlama yeteneğine sahip olması ve bu konu hakkında harekete geçmesi, tahmin edemeyeceğiniz sorunların önüne geçebilir. Aynı zamanda risklerin farkında olan paydaşlar, sistemlerinizi tehlikeye atacak veri paylaşımlarından da uzak durmak için tetikte olacaktır.
Son olarak, kimlik doğrulama ve erişim kontrollerinizin güvenilir ellerde olduğundan emin olmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz. Siber güvenlik söz konusu olduğunda insan vücuduyla kıyaslayarak tarif ettiğimiz o “savaşçılar” bir nevi kimlik doğrulama ve erişim kontrolü mekanizmalarıdır. Çünkü sisteminize yabancıları almayacak ve şüpheli gördüğü durumlarda çoktan yetkilileri uyarmış olacak. Tıpkı güçlü bir bağışıklık sisteminin mikropları kabul etmeyip onları dışarıda tuttuğu gibi. Bu noktada güçlü bir dijital bağışıklık sistemi için parolasız kimlik doğrulama, risk tabanlı kimlik doğrulama, tekli oturum açma, çok faktörlü doğrulama ve parola yöneticileri sürecinizin temelini oluşturacaktır. AuthTake size tüm bu hizmetleri sağlarken aynı zamanda ihtiyacınıza yönelik hareket eder ve alternatifler arasından seçim yapmanıza olanak tanır. Unutmayın ki dijital bağışıklık sisteminiz güçlüyse şirketiniz veya kurumunuz, yani siz de güçlüsünüz. Sizin için en iyi ve en güvenli adımı birlikte atmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.