Günümüzde, insanlar gerçekten ihtiyaç duymadıkları birçok ürünü talep edebiliyor. Pazarlamanın bunun üzerindeki etkisi ne kadar büyükse, "daha fazla" isteme isteği o kadar önemli hale geldi. Yeni bir ürün çıktığında, yalnızca bir yıl geçtiği halde daha yeni bir ürün talep etmeye başlarız. Tüm dünyanın bildiği iPhone örneğini düşünelim. Yeni iPhone modeli satışa çıktığında mağazaların önünde oluşan kuyrukları hayal edelim. Gerçekten bu insanların yeni bir iPhone'a ihtiyacı var mı? Yoksa daha iyi bir kamera, daha iyi bir işletim sistemi, daha yüksek çözünürlükler peşinde koşmak, her zaman sahip olduğumuz bir alışkanlığın bir yansıması mıdır? Evet, tam olarak öyle. Bu "doyumsuz" gibi görünen durum aslında teknolojinin sunulan tüm faydalarını en üst düzeyde elde etme isteğimizi ortaya koyuyor.
Nowadays, people can demand many products that they don’t actually need. The greater the impact of marketing on this, the more important the desire to have “more”. We are all familiar with people who start demanding a new product when it comes out, even though it’s only been a year since they bought it. Let’s think about the example of the iPhone that the whole world knows. Let’s imagine the queues that formed in front of the stores on the day the new iPhone model goes on sale. Do all these people really need a new iPhone? Or is the pursuit of a better camera, a better operating system, higher resolutions a reflection of a habit we have always had? Yes, that’s exactly how it is. This situation, which seems to be “insatiable”, actually reveals our desire to take maximum level of all the benefits provided by technology.
Veri Paylaşımı ve Kimlik Güvenliği
Teknolojik gelişmeler, her geçen gün daha fazla veri paylaşımına neden oluyor. Kişisel veya kurumsal bilgilerimizi paylaştığımız her ortam, siber güvenlik açısından büyük riskler taşır.
"Üçüncü taraflarla veri paylaşımı" için genellikle açık onay gerekse de, bu bilgi okunmadan kabul edildiğinde kişisel veri güvenliği sağlanamaz. Bu nedenle kişisel veya kurumsal veri güvenliğini sağlamak, kimlik güvenliğini sağlamak anlamına gelir. Bu bağlamda, son yıllarda karşılaştığımız parolasız kimlik doğrulama dijital dönüşümün bir parçası haline gelmiştir. Kullanıcılar tarafından kolayca unutulan veya paylaşılan parolalar, siber saldırılara neden olabilir.
Kimlik Güvenliği Konusunda "Daha Fazlası"
Yukarıda bahsettiğimiz siber saldırıları önlemek için alışılagelmiş şifrelerinizi bir kenara bırakmanız gerekiyor. Bu size garip gelebilir... Ancak maalesef, şifrelerinizi oluştururken sizden istenen zorlu kriterler, şifrelerinizin çalınmaması anlamına gelmez. Sizin için geliştirilen AuthTake kimlik ve erişim yönetimi yöntemleri, bireysel ve kurumsal uygulamalarınıza güvenli erişiminizi sağlar.
Parolasız Kimlik Doğrulama ve FIDO2 WebAuthn
AuthTake tarafından sunulan paroalsız kullanıcı doğrulama yöntemi, FIDO2 WebAuthn standardını kullanır. Şimdi işleyişin nasıl çalıştığına bir göz atalım. FIDO2 WebAuthn, Kullanıcılar cihazlarından giriş talep ettiğinde, cihaz giriş talebini AuthTake sunucusuna iletilir. Sunucu, bir Challenge mesajı oluşturur ve bunu cihaza gönderir, cihaz da Challenge mesajını gizli anahtarla imzalar ve sunucuya geri gönderir. AuthTake sunucuları, imzalı mesajın geçerliliğini kendi anahtarıyla karşılaştırarak girişi doğrular. Bu doğrulama süreci sırasında FIDO, kullanıcıdan biyometrik doğrulama isteği de talep eder. Bu şekilde size güvenli ve hızlı bir giriş deneyimi sunar. Ayrıca doğrulamalar çevrimdışı modda da devam edebilir ve kimlik güvenliğiniz hiçbir zaman tehlikede olmaz.
Parola ve kullanıcı adı ile giriş yapmak doğrulama için bir adım olarak kabul edilse de, parolasız kimlik doğrulama teknoloji tarafından size sunulan "Daha Fazlası"ndan biridir. Alıştığınız yöntemlerle yetinmek, veri ve kimlik güvenliğinizi tehlikeye atar, AuthTake'ten daha fazlasını istemek ise siber güvenliğinizi maksimize eder.